Baglasan Durmaz!

Doğadan zevk alan, hayatın tadını çıkaran dostlar topluluğu…

Archive for October, 2011

Akkaya30/10/2011

30 Ekim 2011
Armağan Başlı
Faruk Ildız
Levend Kılıç
Fikret Uçar
Cem Girgin
39°37’12.63″N
30°19’37.06″E

Tandır23/10/2011

23 Ekim 2011
Levend Kılıç
Armağan Başlı
Faruk Ildız
Cem Girgin

Tandır16/10/ 2011

16 Ekim 2011
Levend Kılıç
Fikret Uçar
39°56’57.98″N, 30°39’32.11″E

Geçen haftanın tadı damağımızda niyetimiz tam, çoşkumuz doruklardaydı. Lâkin “Roling Stones’un (You can’t always get what you want) bir şarkısında dediği gibi ‘Her zaman istediğimiz olmuyor”… Baktık ki Faruk Doktorum’un ameliyatı var, Armağan Doktorum, nöbetçi ve de bir de yakını vefat etmiş. İşler şekil değiştirdi… Levend hocamla görüştük, sanki ne yapalım bu pazar da böyle geçirelim derken, dedik vuralım yolara, Barış kamp yapmış oralara bir göz atalım. Hem taa Amerikadan izleyenimiz var, takip eden sevenlerimz her pazartesi, bu hafta sonu da şuraya gitmişiniz diye anlatıyorlar… Sorumluluk duygusu tembelliğimizin önüne geçti. Levend hocamın da motivasyonuyla yağmurlu ve sisli bir pazar günü sardırdk Hekimdağının ardına. Tandır’ı geçince ilerdeki 26-025 nolu (39°56’57.98″N, 30°39’32.1) ” tabeladan döndük sola. Kamp yapanlar toplanmaya başlamıştı. Barış da yeni bir maceraya akmış, sanırım yağmur herkesin keyfini kaçırmış…

Arabayı yol kenarında bırakıp sardırdık araziye, yağmur ciseleyerek eşlik etti yolumuza, kızaran meşeler iyiden iyiye hissettiriyor artık Sonbaharı. 2 saat 45 dakikalık güzel bir yürüyüş yaptık. Ardından Dağküplü köyündeki kahvede mola verip, duble çaylarımızı yudumladık… Eskişehir bizi beklemiş ıslak-gri bir pazar günü. Kavuştuk birbirimize, hiç ayrılmamışcasına…

Ormangüzle 10/2011

9 Ekim 2011

Armağan Başlı
Faruk Ildız
Levend Kılıç
Fikret Uçar

Sabah 7 gibi ekip Batıkent’ten çıktı yola. Faruk ağabey’in x3 gelin gibi süzülerek bizi uzaklaştırdı Eskişehir’deki dertlerimizden… Ormangüzle yoluna doğru tırmandık ve köy girişindeki çeşmenin önünde bıraktık aracımızı. Yanımıza hafif nevale alarak yola koyulduk. Amacımız köyün içinden ormana yollanmak, köy mezarlığının yanından olgun eriklerimizi yedik, turuncu erikler sonbaharın hüzünlü tadını bıraktı dudaklarımızda. Doğa yeni bir dönemeçteyim der gibi kızıl, sarı, toprak sarıları ve turuncuları serpiştirmişti çılgın yeşillerin yanına…

Bizim geldiğimize pek bir sevindi sarıçam, göknar, akağaç, göknar, ladin, meşe ve diğerleri. Biraz daha parlatalım yapraklarımızı, daha bir ışıltı saçalım der gibi, yıkadılar yapraklarını indiren yağmurda. Sohbet de koyu mu koyu, özlediğimiz dostluk ve birliktelik doğanın içinde yeşerdi biranda. Dönüşte Ormangüzle bahçelerinden bir ses işittik, “Enişte”!.. bizim dayı Ormangüzlenin ileri gelelerinden, onunla da haşır neşir olduk, hal hatır sorduk. 69 yaşın enerjisiyle bahçeden fırladı, bizimle arabaya kadar yürüdü. İki lafın belini bükelim dedik, sohbeti koyulaştırdığımızda ayrılık vakti gelmişti…

Lodosun bizi bozmasına izin vermeye pek niyetimiz yoktu. Çeşme başındaki güzel ve sağlıklı bir atışırmanın ardından Eskişehir’e yönlendik. Hayata bir çizik daha atmış olmanın verdiği keyifle evlerimizin yolunu tuttuk…

Sağlık ve sevgiyle